Uzman uyardı: "Yazın çocuklarda El-Ayak-Ağız Hastalığı artışa geçebilir"
Yaz aylarında El-Ayak-Ağız Hastalığının (EAAH) toplu yaşam alanlarında hızla yayılabildiği uyarısında bulunan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Seda Göçer, ’’EAAH yazın özellikle 5 yaş altı çocuklarda daha sık rastlanır. Tedavisi ihmal edilirse, nadiren de olsa tırnak dökülmesi, kalp ve nörolojik sistem tutulumu gibi ciddi komplikasyonlar gelişebilir" dedi.
VM Medical Park Bursa Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Seda Göçer, özellikle yaz aylarında ve toplu yaşam alanlarında hızla yayılabilen, 5 yaş altı çocuklarda daha sık rastlanan El-Ayak-Ağız Hastalığı (EAAH) hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Uzm. Dr. Göçer, hastalığın genellikle hafif seyretse de dikkatli takip edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabileceğini belirterek ebeveynlere uyarılarda bulundu.
"Belirtiler hafif başlasa da takip şart"
EAAH çoğu zaman basit semptomlarla başladığını ifade eden Uzm. Dr. Seda Göçer, şu bilgileri paylaştı:
"Hastalık genellikle hafif ateş, boğaz ağrısı, halsizlik ve iştahsızlık gibi belirtilerle başlıyor. EAAH’nın kuluçka süresi 3 ila 6 gün arasında değişiyor. Ardından ağız içinde ağrılı yaralar, el ve ayaklarda döküntüler veya küçük su kabarcıkları ortaya çıkıyor. Bu döküntüler bazen kalça ve kasıklarda da görülebiliyor. Bazı çocuklarda bulantı, karın ağrısı ve ishal gibi ek semptomlar da gözlemlenebiliyor."
"Bazı vakalarda ateş, vücut döküntüleri ve sıvı kaybı görülebilir"
Hastalığın çoğu zaman kendiliğinden iyileştiğini vurgulayan Uzm. Dr. Göçer, bazı vakalarda ise yüksek ateş, yaygın vücut döküntüleri ve sıvı kaybı gibi daha ağır bir tabloyla karşılaşılabileceğine dikkat çekti. Nadir de olsa tırnak dökülmesi (onikomadezis), kalp ve nörolojik sistem tutulumu gibi ciddi komplikasyonların gelişebileceğini belirten Göçer, bu gibi durumlarda zaman kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğinin altını çizdi.
Bulaşma yolları ve korunma önlemleri
Hastalığın oldukça bulaşıcı olduğuna dikkat çeken Göçer, virüsün hem doğrudan temasla hem de öksürük-hapşırık yoluyla havaya yayılan damlacıklarla bulaşabildiğini söyledi. Ayrıca virüsün dışkı yoluyla da yayılabildiğini belirten Göçer, bu nedenle özellikle hijyen kurallarına sıkı şekilde uyulması gerektiğini vurguladı.
Ebeveynlere 4 önemli uyarı
Uzm. Dr. Göçer, çocukların bu tür enfeksiyonlardan korunabilmesi için basit ama etkili önlemlerin alınmasını söyleyerek şu önerileri paylaştı:
"Ellerin sık sık ve doğru şekilde yıkanmalı. Özellikle tuvalet sonrası ve yemek öncesi hijyen alışkanlığı kazandırılmalı. Hasta bireylerle temastan kaçınılmalı, kardeşler arasında bile yakın temas bulaşı kolaylaştırabilir. Oyuncaklar ve kişisel eşyalar düzenli olarak dezenfekte edilmeli. Toplu yaşam alanlarında oyuncak paylaşımı enfeksiyon riskini artırır. Bu nedenle bu davranıştan kaçınılmalı. Hastalığa yakalanan çocuklar okula veya kreşe gönderilmemeli. Dinlenme süreci evde geçirilerek yayılım riski azaltılmalı."
Tedavi ve iyileşme süreci
Hastalığın spesifik bir antiviral tedavisinin bulunmadığını belirten Uzm. Dr. Göçer, tedavinin semptomlara yönelik olduğunu ifade etti. Ateş düşürücüler, ağrı kesiciler ve bol sıvı tüketiminin önerildiğini söyleyen Göçer, döküntülerin genellikle bir hafta içerisinde kendiliğinden geçtiğini aktardı. Uzm. Dr. Göçer, "Hastalık genellikle basit önlemlerle kontrol altına alınabiliyor. Bu nedenle özellikle ebeveynlerin, eğitimcilerin ve çocuklarla teması olan herkesin bilinçlendirilmesi, salgınların önlenmesinde büyük önem taşıyor. Hijyenin ön planda tutulduğu ortamlarda virüsün yayılımı ciddi oranda azaltılabiliyor" diye konuştu.